Birbirimizi sevdik. İlişki yaşamaya karar verdik. Çok güzel. Sonra?
Uzağız görüşemiyoruz, yorgunuz yazışamıyoruz, çalışmamız gerekiyor konuşamıyoruz.
İlişki kısmı tam olarak bunun neresinde çözemiyorum.
Evet biri var.
İlişki başında bize çiçek alıyor, zaman ayırıyor. Hem aklımıza hem gönlümüze hitap ediyor. Ama zaman geçiyor. Çok da geçmiyor aslında, yıl dolmuyor mesela.
Paylaşım olmuyor, plan yapılmıyor, heyecan kayboluyor. Kim ister cansız bir ilişkiye tutunmak, o kadar mı yalnızız ki ölüsevici olalım. Ki sevdiklerimizin çoğu zaten ölmüşken..
Evet biri var.
Ağladığından seni teselli etmeyen. 'Aman ben seni seviyorum ya gerisini boşver' diyen. Şimdi sen olsaydın şunu şunu yapardık diyen, umut veren.
Biri var.
Varlıkta yokluğu göstermek için gelen. Geldiğinde elinde olan cesaretini dün gece taşın altında ezilmiş bulduğum sevgilim.
Gözümün önünde yok olmana izin mi vereyim?
Öyle çok bazenler oluyor ki, vazgeç diyorum, vazgeç ilişkinin niteliğine ilişkin düşüncelerden. Vazgeç karakter eleştirisinden, uyum ve mantık arama çabasından vazgeç, vazgeç sevme, umma işlerinden, vazgeç. Kulağımda kalan esmer tenli çingene kadının nasihati ''dert etme''.
Tibet Budizmi'ne adayıp kendimi Milarepa olayım mesela, kalayım mağaralarda, esaslıca soyutlanayım dünyadan...
Bulamadığımız huzuru kendimiz yaratmamız gerekir, değil mi canlar?
Peki mağarayı nereden bulacağım?
Sağlıcakla :*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder