6 Haziran 2013 Perşembe

GEZİ PARKI VE TALAN PSİKOLOJİSİ

'Bunlar orman değil', 'orman vasfını yitirmiş arazi' derler milyonlarca liraya bu yeşil toprakları inşaat şirketlerine satar üzerine de kat be kat ev dikerler.
Gün aydınlanmadan gelir, parkındaki ağacı sökerler.
Sen uyurken parkını da yok eder, bir başka inşaat alanına çevirirler.
Denizleri doldurur yol yaparlar; kıyıların güzelliği, balıkların çeşitliliği, temiz hava masal olur gelecek kuşaklara fotoğrafları göstermekle yetiniriz.
Biz evden kaçar burada denize girerdik deriz.

Ve sen benim güzel kardeşim hakkın olan denizi, yeşili görebilmek için mücadele edersin. Terası ağaçlandırılmış dairelerden almak istersin. Bu yoksunluk seni onu almaya mecbur eder. Hem de oldukça yüksek fiyata.

Bu bir mücadele, bu bir saf telaş.. herkesin desteğine ihtiyacı var. ve sen aklı başında olan kardeşim! medyanın, iktidar sahiplerinin, güçlülerin, bu işten çıkarı olan herkesin bilinçli olarak katılımcıları kötüleme, aşağılama, barbar, vandal olarak yansıtma oyununa alet olma. Birkaç saatini parkta yahut başka şehirlerde düzenlenen destek alanlarda harca. Duyduklarınla gördüklerinin aynı olmayacağını anlayacaksın.

Bırakın salınsın rüzgârda ağaçlarımız, özgür aksın derelerimiz.
Yeşili toprağa bırakın, parkı çocuklara, denizi balıklara...
bırakın, 3. 5. köprüyü bırakın.
9 bin yıllık Dersaadet'i bırakın, daha fazla yaralamayın.
Pîr aşkına, Hak aşkına, halk aşkına bırakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder